18 Nisan 2011 Pazartesi

''Gelman Koleksiyonu'ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera''



                         
                                     Sağlık Müzesi ve Frida

Sanatı, insana dair bir eylem, bir üretim biçimi olarak ele aldığımızda; bu üretimleri algılayabilmek için bazı donelere ihtiyaç duyarız. Kagan'ın yaratı sürecine dair “Kendi içimde beslenip olgunlaşmayan, kendi görmediğim, kendim gözlemde bulunmadığım, kendim yaşamadığım hiçbir şey benim kalemimden çıkmaz… Kendim yaşadığım, kendim duyduğum şeyleri, neyi sevdiysem, yakınımda neyi görüp tanıdıysam, onu yazdım sadece” sözleri bize sanatçıları anlamaya çalışırken yol gösterici oluyor ( Kagan, Güzellik Bilimi ve Estetik) .

23 Aralık 2010- 27 Mart 2011 tarihlerinde ''Gelman Koleksiyonu'ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera'' sergisiyle Pera Müzesi'nde sanatseverlerle buluşan Frida, 20.yüzyılın Meksika ve Dünya sanatına etki eden sanatçılardandır. Frida, yaşamında nasıl görüyor ve düşünüyorsa ürettikleri de yaşadıklarının izlerini taşıyordu. Fiziksel ve ruhsal acılarını yaratı sürecine dahil edip, onlarla beslenmişti. Üretimleriyle izleyeni bazen dolaylı bazen de doğrudan dokunarak kendi dünyasına çekmeyi bilmiştir.
     
6 Temmuz 1907'de doğan Frida, çocukluk yıllarında ''çocuk felci'' hastalığı geçirmiş, hastalık sonrası bacağının biri incelmişti. Bacağındaki bu orantısızlığı, uzun etekler giyerek gizlemeye çalışıyordu. Fakat bu tedbiri yine de ona ''tahta bacak'' lakabının takılmasını engelleyememişti.

Tıp eğitimi almak istemesinde bu durumun etkili olabileceği düşüncesi yadsınamaz.O yıllarda  geçirdiği trafik kazası sonucu omurilik, batın ve omzundan derin yaralar aldı. Hastanelerde  sayısız ameliyatların ardından uzunca bir süre yatağa bağımlı kalarak yaşadı. Yaşadığı bu trajik olayları tavana asılan aynaya bakarak resmetmeye başladı.  Sanat yaşamını şekillendiren de bu uzun nekahat dönemleri oldu. Sanatçı, çektiği acılara rağmen hayata tutunmayı başarmış, kendi kendinin modeli olarak derin çözümlemeler yapıp, eşsiz ifade biçimlerini oluşturmuştu.


Pera sergisinde yer alan kolaj çalışmasında kullandığı anatomik resimler bana tanıdık geldi. Sanatçı, 1860-1900 yıllarında üretilen Anatomi Atlası'ndaki dolaşım sistemi ve iç organların gösterildiği insan resimlerini kullanmıştı. Sadece birisinin sol ayak kısmını keserek kendi vücudundaki deformasyon ve sonrasında yaşadığı operasyona gönderme yaptığını görüyoruz.
                         
                        Pera Müzesi Sergi                    

Sağlık Müzesi arşivinde bulunan anatomi atlas görselleri yüzyılın başlarında tıp eğitimi materyali olarak kullanılırken, bu şekilde sanat eserine dahil edilip sanat nesnesi haline dönüştürülmüştü. Bu bilgi bize, Sağlık Müzesi Tanıtım Afişleri'nde kullanılan ''Anatomi Atlası''nın tıp tarihi ve arşiv değerinin yanı sıra sanatsal değerinin de olduğunu göstermektedir.


 

                           Anatomi Atlası Sağlık Müzesi Arşivi

Sağlık Müzesi Arşivine böyle bir notu düşmekten mutluluk duyuyoruz



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder